6 Kasım 2010 Cumartesi

Kirlenmek güzelmiş, yalandan kim ölmüş?

Yıllardır basının PKK eylemi diye verdiği olayların aslında PKK değil de TAK diye başka bir örgüt tarafından yapıldığını okuyor ve öğreniyoruz günlerdir. Oysa o zamanlar sokaklarda "Kahrolsun PKK" diye bağıran, köşelerinde aynı şekilde yazanlar başka bir ülkenin yurttaşları mıydı? Bir anda dönen rüzgârın ve "vallahi aslında PKK de silah bırakmaktan yana, yeter ki adım atılsın" tavrının altında gerçekten savaşı bitirmek mi yoksa hükümete pirim kazandırmak mı var, konu o değil. Ayrıca konu kesinlikle Kürt hareketinin ve eylemlerinin haklılığı / haksızlığı da değil, basının tavrı ve kötüye kullanılan gücü sadece.

Yarın öbür gün karşımıza çıkacak yeni bir Fatmagül meselesinde, Ankara'da patlayan bir bombada ya da Fenerbahçe maçında çıkan olaylarda, hiç ilginiz olmadığı halde sizin de adınız anılırsa şaşırmayın. Basın öyle istemiştir.

Yarın bu ülkede milyonlarca genç bir anda baleye ilgi duymaya başlayacaksa, bir anda bütün kadınlar kapanacak ya da üstsüz dolaşacaksa, hiçbir yararı olmayan patlıcan bir anda ölümsüzlüğün ilacı olarak sunulacaksa, darbeciler yargılanacak ya da yeni darbeler olacaksa emin olun bunu sadece basın yapacak. İşte Türkiye'de böyle bir meslek oldu bizimkisi.

"Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler" ya hani; o beyaz biziz işte, sizi bilmem.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder